Hindenburg (LZ-129), 245 metrelik dev bir Alman zepliniydi; dönemin Nazi Almanyası için hem teknoloji vitrini hem de prestij sembolü. Lüks kabinler, yemek salonu, hatta sigara odası vardı—ama bu dev gövdeyi havada tutan şey son derece yanıcı hidrojen gazıydı.

Son uçuş: 3 Mayıs 1937’de Frankfurt’tan kalktı ve 6 Mayıs’ta New Jersey, Lakehurst’e varışta fırtına ve rüzgâr nedeniyle uzun süre havada bekledi; akşamüstü-akşam saatleri bölgedeki gök gürültülü fırtına olasılığını artırmıştı. Rüzgâr yönü değişince kaptan S-dönüş manevralarıyla mooring direğine hizaladı.

Kritik an: Yaklaşık 60–70 m yüksekte iniş halatları atıldı. Kısa süre sonra kıç bölümde alev belirdi ve gemi 32 saniyeden kısa sürede tamamen alev aldı. Soruşturmalar, iniş esnasındaki elektrostatik yük farkının (ıslak halatlarla gövdenin topraklanması vs.) bir kıvılcım yarattığını; o anda içerideki bir hidrojen kaçağının tutuştuğunu belirtiyor. Kaçağın, sert manevralar sırasında iç tel/gerginlik elemanı kırılması ve bir gaz hücresinin yırtılmasıyla oluşmuş olması olası. “Boya roket yakıtıydı” gibi iddialar ise bilimsel olarak desteklenmiyor.

Kayıplar (kimler öldü?): Gemideki 97 kişiden 35’i (13 yolcu, 22 mürettebat) öldü; ayrıca bir yer ekibi görevlisi (Allen Hagaman) hayatını kaybetti. Toplam 36 can kaybı. Çok sayıda kurban alev ve duman nedeniyle öldü; bazıları da yüksekten atlayıp kurtulamadı veya hastanede yanıklardan öldü. 62 kişi hayatta kaldı.

Neden bu kadar “ünlü” oldu? Felaket kameralara ve mikrofonlara yakalandı. Muhabir Herb Morrison’ın “Oh, the humanity!” sözleri tarihe geçti (yayın kaydı canlı değil, sonradan yayımlandı; bugün filmle birlikte sıkça kullanılıyor).

Sonuç ve miras: Hindenburg’un yanışı, yolcu zeplinlerine olan güveni geri dönmeyecek şekilde sarstı—“zeplin çağı” pratikte bitti. Daha ölümcül airship kazaları (ör. USS Akron, R-101) olsa da Hindenburg’un görsel/işitsel etkisi çok daha büyük oldu. Felaket, yanıcı kaldırıcı gaz + statik elektrik + operasyonel manevraların nasıl ölümcül bir birleşim yaratabildiğine dair kalıcı bir ders bıraktı.